Genel
  • 01/08/2024
  • A. Nasır Hüsso

 

Suriye Türkmenleri için Selçuklu ve Osmanlı döneminde dini yapılar arasında medreseler ve camiler önemli yer tutar. Türkmen beyleri hem İslam eğitimini desteklemek hem de dini ibadetler için birçok medrese ve cami inşa etmişlerdir. Bu yapılar, genellikle Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşır ve Suriye’nin çeşitli illerinde bu yapılar hale eski vazifesini devam ettirmektedir. Tasavvuf ve Tarikatlar Selçuklu döneminde, tasavvufun ve çeşitli tarikatların yaygınlaştığı bir dönemdir. Suriye Türkmenleri arasında da tasavvuf akımları etkili olmuş, özellikle Ahilik ve Mevlevilik gibi tarikatlar Türkmenler arasında yayılmıştır.

Osmanlı döneminde de Türkmenler arasında cami, medrese ve tekke gibi dini kurumlar yaygın olarak inşa edilmiştir. Vakıflar, bu yapıların finansmanını ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla kurulmuş, dini ve sosyal hizmetler sunmuştur.

 

Sufi Tarikatları, Osmanlı dönemi, Sufi tarikatlarının en parlak dönemlerinden biridir. Suriye Türkmenleri arasında özellikle Nakşibendi, Kadirî ve Rufai tarikatları yaygınlaşmıştır. Bu tarikatlar hem dini eğitim hem de sosyal dayanışma açısından önemli bir rol oynamıştır.

Dini Liderler ve Ulema, Türkmenler arasında yetişen dini liderler ve ulema sınıfı, Osmanlı İmparatorluğu'nun dini ve hukuki yapısında etkili olmuşlardır. Bu kişiler hem yerel düzeyde hem de merkezi yönetimde önemli görevler üstlenmişlerdir.

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Suriye Türkmenleri, dini yapılar açısından oldukça zengin bir mirasa sahip olmuşlardır. Bu dönemde inşa edilen medreseler, camiler, tekkeler ve vakıflar, Türkmenlerin dini ve sosyal yaşamında merkezi bir rol oynamıştır. Ayrıca, Türkmenler arasında yaygın olan tasavvuf ve tarikatlar, dini yaşamın derinleşmesine ve toplumsal bütünleşmeye katkı sağlamıştır.

1916 sonrası Suriye Türkmenleri arasında laik ve dindar eğilimler bir arada bulunmuştur.

Fransız manda yönetimi altında, Suriye Türkmenleri dini yapılarında ve uygulamalarında önemli değişikliklerle karşılaşmışlardır. Laik politikalar, dini liderler ve kurumlar üzerindeki kontrol ve denetim, Türkmenlerin dini yaşamını dönüştürmüştür. Ancak, Türkmenler bu dönemde dini kimliklerini koruma çabalarını sürdürmüş ve gizli de olsa dini uygulamalarına devam etmişlerdir. Bu süreç, Türkmenler arasında dini ve etnik kimliklerin yeniden şekillenmesine yol açmıştır.

Laiklik ve Sekülerleşme, Fransız yönetimi, laik bir yönetim anlayışını benimsemiş ve bu doğrultuda dini kurumların üzerindeki etkisini artırmıştır. Bu durum, Türkmenlerin dini yaşamında bazı değişikliklere neden olmuştur. Dini okullar ve kurumlar üzerindeki denetim artmış, dini eğitim ve uygulamalar üzerinde sınırlamalar getirilmiştir. Dini Liderler ve Ulema

Fransız yönetimi, dini liderler ve ulema üzerinde de kontrol sağlamaya çalışmıştır. Bu dönemde bazı dini liderler Fransız yetkilileriyle iş birliği yapmak zorunda kalmış, bazıları ise direniş göstermiştir. Dini liderlerin ve ulemanın toplum üzerindeki etkisi, Fransız yönetiminin laik politikaları nedeniyle azalmıştır.

 

Dini ve Sosyal Yapılar, Türkmenlerin dini yapıları, Fransız yönetimi altında bir dönüşüm geçirmiştir. Camiler, medreseler ve tekkeler üzerindeki kontrol sıkılaştırılmış, bazı dini yapılar kapatılmış veya faaliyetleri sınırlanmıştır. Vakıfların yönetimi ve mülkleri üzerinde de denetim artmış, bu durum vakıf gelirlerinin azalmasına ve dini hizmetlerin kısıtlanmasına yol açmıştır.

 

Dini Kimlik ve Etnik Farklılıklar

Fransız yönetimi, etnik ve dini farklılıkları yönetme stratejisi olarak kullanmıştır. Türkmenler, bu dönemde Arap milliyetçiliği ve diğer etnik gruplarla olan ilişkilerinde zorluklar yaşamışlardır. Fransız yönetiminin bu politikası, Türkmenler arasında dini kimlik ve etnik kimlik arasında gerilimlere yol açmıştır.

 

Laik Eğilimler, Suriye Türkmenleri arasında laikliği benimseyen bireyler ve gruplar bulunur. Bu kesim genellikle daha seküler yaşam tarzını benimser ve dini konuları özel alanda tutma eğilimindedir. Özellikle şehirlerde ve daha eğitimli kesimlerde laik eğilimler daha belirgindir.

Suriye Türkmen toplumunun içinde laik eğilimlerin ortaya çıkmasında ve güçlenmesinde etkili olan faktörler ve süreçler arasında göç, sanayileşme ve eğitim sistemi gibi önemli dinamikler bulunmaktadır. Bu faktörler, Türkmen toplumunun sosyal ve kültürel yapısını şekillendirirken laik eğilimlerin de gelişimine katkı sağlamıştır.

Göç, İç ve Dış Göçler Türkmenlerin iç ve dış göçleri, özellikle şehirleşme süreçleriyle birlikte laik eğilimlerin artmasına katkıda bulunmuştur. Kırsal bölgelerden şehirlere göç eden Türkmenler, daha heterojen ve modern şehir ortamlarında farklı etnik ve dini gruplarla etkileşim içine girmişlerdir. Bu durum, geleneksel ve dini değerlerin yanı sıra laik ve seküler düşüncelerin de kabul görmesine zemin hazırlamıştır.

Sanayileşme, Ekonomik Modernleşme, Suriye'de sanayileşme süreci, Türkmenlerin ekonomik faaliyetlerinde ve yaşam tarzlarında değişikliklere yol açmıştır. Sanayileşmenin getirdiği iş imkanları, Türkmenlerin sanayi merkezlerine ve büyük şehirlere yönelmesine neden olmuştur. Bu süreçte, modern iş yaşamının gerektirdiği laik normlar ve davranışlar Türkmenler arasında yaygınlaşmıştır.

Eğitim Sistemi, Suriye’deki eğitim sistemi, özellikle şehirlerde modern ve laik bir eğitim anlayışını benimsemiştir. Türkmen çocukları da bu okullarda eğitim almış ve laik düşünce yapısını benimsemişlerdir. Eğitimin yaygınlaşması, okuryazarlık oranlarının artması ve genç nesillerin modern düşünce sistemleriyle tanışması, laik eğilimlerin güçlenmesine neden olmuştur.

Devletin Eğitim Politikaları, Baas rejimi döneminde uygulanan eğitim politikaları da laiklik vurgusu yapmış ve dini eğitimin dışında kalan bilimsel ve modern eğitim yöntemleri teşvik edilmiştir. Bu durum, Türkmenler arasında laik düşüncenin kabul edilmesini kolaylaştırmıştır.

Şehirleşme ve Modern Yaşam, Şehir Kültürü Türkmenlerin şehirleşme süreci, modern yaşam tarzlarının benimsenmesini hızlandırmıştır. Şehirlerdeki günlük yaşam, iş ortamları ve sosyal etkileşimler, laik düşünce ve uygulamaların daha yaygın hale gelmesine katkıda bulunmuştur.

Medya ve İletişim, Suriye’de 90 yılların sonunda modern iletişim araçlarının (televizyon, radyo, internet) yaygınlaşması, Türkmenlerin dünya ile daha fazla etkileşim kurmalarını sağlamış ve küresel laik değerlerin benimsenmesine yardımcı olmuştur. Bu araçlar, modern ve seküler yaşam tarzlarının tanıtılmasında önemli bir rol oynamıştır. Göç, sanayileşme, eğitim sistemi ve şehirleşme gibi faktörler, Suriye Türkmen toplumunda laik eğilimlerin gelişimini tetiklemiştir. Bu süreçler, Türkmenlerin sosyal ve kültürel yapısını değiştirerek daha seküler ve modern bir düşünce yapısının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu dinamikler, Türkmenlerin hem iç hem de dış dünyayla daha fazla etkileşime girmelerini ve laik değerleri benimsemelerini kolaylaştırmıştır.

 

Dindar Eğilimler, Öte yandan, Türkmen topluluğu içinde dindar olan ve İslam'ı hayatının merkezine koyan gruplar da vardır. Bu kesimler, dini kimliklerini açıkça ifade ederler ve İslami değerleri toplumsal ve siyasi yaşamda önemli bulurlar. Köylerde ve daha muhafazakâr bölgelerde dindar eğilimler daha yaygındır.

Türkmenler, çevrelerindeki farklı dini gruplarla etkileşim içinde olmalarına rağmen, kendi dini inançlarını ve pratiklerini korumuşlardır. Dini Çeşitlilik ve Hoşgörü Türkmenler, İslam inancına bağlı olmalarına rağmen, çevrelerindeki Hristiyan, Dürzi ve Nusayri topluluklarıyla barışçıl bir şekilde yaşamışlardır. Bu, dini hoşgörü ve karşılıklı saygının gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Dini Uygulamalar, Türkmenler, kendi dini ritüellerini ve ibadetlerini sürdürmüş, aynı zamanda çevrelerindeki diğer dini pratiklerden de etkilenmişlerdir. Bu etkileşim, dini pratiklerinde bazı değişikliklere ve adaptasyonlara yol açmıştır.

İhvanü'l-Müslimin, Müslüman Kardeşler Cemiyeti Dönemi, Suriye Türkmenlerinin, 1980'li yıllarda Müslüman Kardeşler (İhvan) partisinin liderliğine ulaşması ve Emin Yeğen gibi bir Türkmen siyasetçinin genel başkan olması, Türkmenler üzerinde önemli siyasi ve ideolojik etkiler yaratmıştır. Bu dönemde Türkmenler arasında İslami siyasi akımların güçlenmesi ve siyasi katılımın artması dikkat çekicidir. Müslüman Kardeşler ve Türkmenler, Müslüman Kardeşler Hareketi, 1928 yılında Mısır'da kurulmuş ve zamanla birçok Arap ülkesinde etkili olan bir İslami siyasi harekettir. Suriye'de de güçlü bir tabana sahip olan bu hareket, özellikle 1960'lar ve 1970'lerde Baas rejimine karşı muhalefetin önemli bir parçası olmuştur. 1980'lerde Türkmenler ve Müslüman Kardeşler, Emin Yeğen’in Liderliği Emin Yeğen’in Müslüman Kardeşler genel başkanı olması, Türkmenler arasında İslami siyasi hareketlerin daha fazla benimsenmesini ve desteklenmesini sağlamıştır. Yeğen’in liderliği, özelikle Halep Türkmenlerin Müslüman Kardeşler içinde daha görünür ve etkili bir konuma gelmelerine yardımcı olmuştur. Bu dönem Türkmenlerin Devrimden önce en ciddi ve gerçek siyasi katılım ve Rejime karşı gösterdikleri düşman tavır olmuştur. 

Siyasi Katılım ve Mobilizasyon, Türkmenler, Müslüman Kardeşler aracılığıyla daha organize bir siyasi mobilizasyon ve katılım sürecine girmişlerdir. Bu durum, Türkmen toplumunun siyasi bilinçlenmesini artırmış ve onları rejime karşı muhalefette aktif bir rol oynamaya teşvik etmiştir. İslami Akımların Etkisi İslami Değerlerin Güçlenmesi, Müslüman Kardeşler ‘in ideolojisi, İslam'ın sosyal ve politik hayatta daha fazla rol oynamasını savunur. Bu bağlamda, Türkmenler arasında İslami değerlerin ve İslami yaşam tarzının güçlenmesine katkıda bulunmuştur. İslami siyasi hareketler, Türkmenler arasında dini kimlik ve siyasi kimliğin iç içe geçmesini sağlamıştır. Toplumsal Dayanışma, Müslüman Kardeşler, sadece siyasi bir hareket değil, aynı zamanda sosyal dayanışma ve yardım faaliyetleriyle de bilinir. Bu yapı, Türkmenler arasında toplumsal dayanışmanın artmasına ve sosyal hizmetlerin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Muhalefetin Güçlenmesi, Türkmenler, Müslüman Kardeşler içinde aktif rol alarak rejime karşı muhalefetin bir parçası haline gelmişlerdir. Bu tanımıştır.

Rejimin Baskısı,1980'lerde Hafız Esad liderliğindeki Baas rejimi, Müslüman Kardeşlere karşı yoğun baskı uygulamıştır. 1982’de Hama Katliamı gibi olaylar, rejimin İslami hareketlere yönelik sert tutumunu göstermektedir. Bu baskılar, Türkmenler dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler üyeleri üzerinde ağır etkiler bırakmıştır ve Türkmen toplumunu rejime karşı muhalefet tavrını daha kalıcı ve daha da güçlü hale getirmiştir.

Gizlilik ve Yeraltı Faaliyetleri, Rejimin baskıları nedeniyle Müslüman Kardeşler ve Türkmen üyeleri faaliyetlerini gizlilik içinde yürütmek zorunda kalmışlardır. Bu durum, hareketin daha fazla örgütlenmesine ve dayanışmanın artmasına neden olmuştur, ancak aynı zamanda büyük riskler de taşımıştır.

Emin Yeğen'in Müslüman Kardeşler liderliğine gelmesi, Suriye Türkmenleri arasında İslami siyasi akımların etkisini artırmış ve onları rejime karşı muhalefetin aktif bir parçası haline getirmiştir. Bu süreç, Türkmenlerin siyasi katılımını ve mobilizasyonunu artırırken, aynı zamanda rejimin yoğun baskılarıyla karşı karşıya kalmalarına neden olmuştur. Türkmenler arasında İslami değerlerin ve dayanışmanın güçlenmesi, onların hem dini hem de siyasi kimliklerini pekiştirmiştir.

Türkmenler, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları dönemlerinde Suriye'ye göç eden Türk boylarının torunlarıdır. Bu tarihsel kökenler, onların kültürel ve sosyolojik kimliklerini şekillendirmiştir. Suriye Türkmen toplumunun sosyolojik yapısı, tarihsel kökenleri, demografik özellikleri, toplumsal yapıları ve kültürel kimlikleriyle şekillenmiştir. Türkmen toplumu, tarımsal köklerinden modernleşme ve sanayileşme süreçlerine geçiş yaparken, çeşitli etnik ve dini gruplarla etkileşim içinde olmuş, bu da sosyolojik ve dini yapılarına yansımıştır.